Sitemiz Yapım Aşamasındadır. Benimle iletişime geçmek için "salih_bilis@hotmail.com" adresini kullanabilirsiniz.

31 Ocak 2011 Pazartesi

Empati

Yazar: Adam Fawer
Yayıncı: April Yayıncılık


Özet:
Yaşamınızın kontrolü sizde değil! Öyle olduğunu düşünebilirsiniz, ama yanılıyorsunuz. Elbette ki kendi kararlarınızı kendiniz vermekte özgürsünüz. Bu kitabı kapatabilirsiniz. O sandalyede oturmaya devam edebilirsiniz. Ya da gözlerinizi oymak gibi çılgınca bir şey yapabilirsiniz. Ne isterseniz yapabilirsiniz. Ama sorun şurada: Ne isteyeceğinizi kontrol edemezsiniz. Her davranışınızı önceden belirleyen arzularınız ruhunuzun okadar derinlerine işlemiştir ki, onlara dikkat bile etmezsiniz. Ve bu da sizi mükemmel bir köle yapar. Bu nedenle, hayatınızı yaşamaya devam edin. Ne isterseniz yapın. Sadece 'isteklerinizin' tümüyle sizin kontrolünüzde olmadığı gerçeği üzerine kafanızı çok fazla yormamaya çalışın. EDEBİYAT, BİLİM VE FELSEFE RUHUNUZA AKACAK, OKUDUKÇA BAĞLANACAK, BAĞLANDIKÇA OKUYACAKSINIZ... Sayfa Sayısı: 640

Olasılıksız

Yazar: Adam Fawer
Yayıncı: April Yayıncılık


Bir sabah, yıllardır görmediğiniz bir arkadaşınızı düşünerek uyandınız. Bir saat sonra, onunla sokakta karşılaştınız. Sizce bu sadece bir tesadüf mü, yoksa çok daha farklı bir anlamı olabilir mi? Siz hiç Loto’da büyük ikramiyeyi kazanmadınız. Ama birileri kazanıyor. Hem de sürekli! Onlar sizden daha mı şanslılar? Şans nedir gerçekten? İçinizde bütün parayı kırmızıya yatırmanız gerektiğini söyleyen bir his var. Bu his bir öngörü müdür? Yoksa daha fazlası mı? Yolda gidiyorsunuz. Kafanızı çevirip yandaki küçük parkta baktınız ve bir anda bu anı daha önce de yaşamış olduğunuzu hissettiniz. Evet, Deja Vu. Sizce nedir Deja Vu; Geçmiş mi, rüya mi yoksa geleceği mi görüyorsunuz? Eğer siz de kontrolün kimde olduğunu merak ediyorsanız, ‘OlasılıkSız’ tam size göre bir roman..

30 Ocak 2011 Pazar

Küçük Vampir

Yazar: Angela Sommer-Bodenburg
Yayıncı: Say Yayınları

Özet:
Anton korku öyküleri okumaya çok meraklıdır; hele vampir öykülerine bayılır. O uzun, sipsivri dişleriyle korkunç görünen vampirlerin maceralarını okudukça tüyleri diken diken olur. Ama günün birinde penceresinden içeri giren küçük vampir hiç de öyle korkunç değildir. Rüdiger'dir bu sevimli vampirin adı. Kitap okumayı, Kızma Vampir oynamayı da çok sever.
Anton ve Rüdiger kısa zamanda dost olurlar. Bir de Rüdiger'in her zaman aç olan Dorothee teyzesi olmasa... Ve Anton'un annesiyle babası bu kadar meraklı olmasalar.. Anton onlara yeni arkadaşının lime lime olmuş siyah pelerinini neden hiç sırtından çıkarmadığını nasıl anlatsın ki?

Mo'nun Gizemi

Yazar: Gülten Dayıoğlu
Yayıncı: Altın Kitaplar
Avustralya'ya gidiyordum. Uçakta, her haliyle garip ve gizemli, genç bir adamla tanıştım. Kendisi Genetik Mühendisiydi. Onunla insan kopyalama olgusu üzerine, ürperti verici konuşmalar yaptık. Daha sonra o bana, roman yazmam için, yürek hoplatıcı bir serüven aktardı. Bu serüveni, birbirlerine tutkulu bir aşkla bağlı olan, Defne ve Burç adında, liseli iki genç yaşamıştı.
Böylece her sayfasında, acaba sorusuyla insanı kuşatan, bu soluk kesici roman ortaya çıktı. Ne var ki, bu olayda aklıma takılan bazı soruların yanıtlarını, hâlâ bulabilmiş değilim:
Yol arkadaşım Burç, gerçek bir insan mıydı?
Yoksa ben, gen teknolojisi ve canlı kopyalama yöntemiyle, laboratuvarda oluşturulmuş biriyle mi yolculuk yapmıştım?

Şeker Portakalı

Yazar: Jose Mauro de Vasconcelos

Yayıncı: Can Yayınları / Çağdaş Dünya Yazarları Dizisi

Özeti:

Zézé evinin ve yaşadığı mahallenin en haşarı çocuğu olmakla tanınan, akıllı, çabuk öğrenen, hırslı falan hüzünlü bir çocuktur. Yaşadıkları dönemde birçok aile gibi bu aile de geçim sıkıntısı çekmektedir. Zé' nin kendinden küçük tek kardeşi (Kral)Luis'dir. Abisi Totoca, hayatı ve nesneleri ona öğreten ve bunun karşılığında Zézé'nin gözüpekliğinden faydalanan, düşüncesiz, pek de akıllı olmayan bir çocuktur. Zéze' nin yaramazlıklarına anlayışla yaklaşabilen tek ablası ise Gloria(Godoya)'dır. Diğer ablaları Lala ve Jandira ise daha çok yaramazlık yaptığında Zé'yi döven ve sevgililerini düşünen genç kızlar olarak tasvir edilmiştir.

Zézé tek başına okumayı öğrenmiş ve tüm ailesini şaşırtmıştır. Bu nedenle 5 yaşında okula başlar. Okulda evdeki-sokaktaki Zézé'den çok farklı olarak çalışkan, uslu ve sevilen bir öğrencidir. Kendi deyimiyle kimse onun şeytanın vaftiz oğlu olduğunun farkında değildir. Öğretmenini çok sever. Öğretmeninin masasında hiç çicek olmamasında üzülerek bir evin bahçesinden çiçek çalmaya başlar ve sonunda yakalanır. Öğretmeniyse onu affederek boş vazoya her baktığında dünyanın en güzel çiçeklerini göreceğini söyler.

Zézé hayal gücü yalnızlığından dolayı gelişmiş bir çocuktur. Evde hiç kimse, Godoya bile onu anlayamaz. Dayısı Edmundo onun ufkunu genişletmesini sağlar. Yoksulluktan dolayı taşınmak zorunda kaldıklarında Zé evcil yarasası Luciano'nun yeni evi bulamayacağından endişe eder. Yeni ev ön ve arka bakçesinde Hintkirazı ağaçları vardır. Tüm kardeşleri birer ağaç seçerler. Zé ise çok geç kalmıştır ve ona arka bahçenin sınırında henüz küçük bir Şeker Portakalı fidanı kalmıştır. Zé istemeye istemeye fidanının yanına gider ve kendi kendine ne kadar şansız olduğunu düşünmeye başlar. ve Zé'nin hayal gücü onu yine kurtarır. Birden fidanı onunla konuşmaya başlar. Bundan sonra onun en iyi arkadaşı küçük şeker portakalı fidanıdır. ona Minguinho(Xururuguinho) adını verir.

Okul haricinde insanlara komplo kurmak dışındaki zamanlarda, evlerinin bahçesini hayal gücünü kullanarak hayvanat bahçesine dönüştürür. Kara tavuk panter, paçalı tavuklar aslan ailesidir. Kral Luis ile beraber hayvanat bahçesinde tura çıkarlar. Ağaçlar arasına bağladığı ipe taktığı makaralardan teleferik yapar. Hayvanat bahçesine giriş için yapraklarla ücret öderler. Ve kendi hayallerinde yarattıkları panterden korkmadan edemezler. Luis ile vakit geçirmek dışında yaptığı bir diğer şey ise yarasalıktır. Şehrin ender otomobillerinin arkasına atlayarak macera yaşamak. Tüm çocuklar gibi Zézé'nin de arkasına atlamaya cesaret edemediği Portekizli Manuel Valadares'in arabasıdır. Ancak Zé inatçı ve cesur bir çocuktur. Birgün sonunda arabanın arkasına atlar. Ancak yakalanır ve Portekizli onun poposuna bir tokat atar. Utanmıştır, kinlenmiştir ve büyüdüğünde Portekizliyi öldürmeye karar verir.

Yan komşunun bahçesindeyi çamaşır ipini kesmeye çalışırken bir kaza atlatır ve bir cam parçasıyla ayağının altını keser. oldukça ciddi bir yaradır. Ancak okula gitmesi gerekmektedir. Ayakkabısını giymeden yürümeye başlar. Yolda Portekizli yanından geçer ve Zézé'ye yardım teklif eder. Zé kabul etmez ama Portekizli onu kucaklayıp arabasına bindirir. İlk defa bir otomobile binen Zé acısını neredeyse unutur. Portekizli onu eczaneye götürür, ayağına dikiş atılırken terini siler, elini tutar, cesaretinden ötürü onu destekler ve dondurmayla ödüllendirir. Düşmanlık bitmiştir. Portekizli artık Portuga'dır. Ve Zé'nin hep hayalini kurduğu babadır. Bir gün ayakkabı boyamaya çıktığında Portuga'nın evinin sokağına gider. Portuga hakkında daha çok şey bilmek ister. Uzaktaki çocuklarını, arabanın yarısının artık Zézé'nin olduğunu,onun nasıl traş olduğunu öğrenir.

Kitapta ZéZé'nin hayatın bazı acımasız yanlarıyla karşılaşmaları da mükemmel tasvir edilmiştir. -Maddi güçlüklerden dolayı asla oyuncak almaya parası olmamış bu çocuklar birgün şehre bir kamyon dolusu oyuncağın geleceğini ve dağıtılacağını öğrenirler. Luis ve Zé oyuncakların dağıtılacağı yere yalnız başlarına gidemeyecek kadar küçüktürler ve onları götürecek kimse yoktur. Gloria onları yalnız göndermek istemez ve postacı ile birlikte gitmeleri şartıyla izin verir. Ancak postacı tüm evlere uğrar ve çok yavaştır. Sonunda meydana vardıklarında oyuncakların sadece ambalajları kalmıştır. -Bir yılbaşı gecesi büyük umutlarla ayakkabılarını kapısının önüne koyar ve sabah onları bomboş bulduğunda fakir olmalarına isyan eder. Bu esnada babasının üzgün gözleriyle karşılaşır ve söylediklerine çok pişman olur. Babasını mutlu edebilmek için ayakkabı boyayarak para kazanmaya, kazandığı parayla babasına filtreli sigara almak ister. Tüm gün çalışıp sigarayı alır ve vicdanıı rahatlatmaya çalışır. -İçinden şarkı söylemeyi çok seven Zézé sokak şarkıcısı Bay Arivaldo ile tanışır. Bozuk paralar karşılığında Bay Arivaldo'nun yanında şarkı söylemeye başlar. Salı günleri okulu kırıp sokak şarkıcılığı yapar. Bay Arivaldo arada sırada ablası Godoya'ya götürmesi için şarkı sözleri verir. Fakat babası şarkı sözlerinin müstehcen olduğunu düşünerek Bay Arivaldo ile görüşmesini yasaklar. Babası ile yalnız olduğu birgün, babası için şarkı söylemeye kadar verir. Ancak sonuç beklediği gibi olmaz. Babası onu kemerle döver. Her yeri morarır, okula gidemez, Portuga onu gördüğünde Zé onun oğlu olmak istediğini söyler.

Birgün ders esnasında öğrencilerden biri sınıfa geç kalır. Tren Mangaratiba' nın Potekizli'nin arabasına çarptığını söyledi. Ve Zézé için dünya durdu. İzin almadan sınıftan çıktı, kaza alanına gider. Onların dostluğunu bilen biri onu sakinleştirir. Portuga'nın ölmesi Zézé'nin çocukluğunun ölmesine neden olur. Totoca Zé'yi bir evin önünde hasta halde bulur. Ona bir haber vereceğini söyler, evlerinin arkasından yol geçecek ve bahçe sıırındaki tüm ağaçlar kesilecektir. Şeker Portakalı fidanı, Minguinho gidecektir. Çocukluğunu yitirmiş bir çocuk olan Zézé daha fazla dayanamaz ve hasta olur.

Yemek yiyemez, yediğini çıkarır, sürekli hayaller görür, yataktan çıkamaz hale gelir. Tüm tanıdıkları onun için endişelenir. Tüm mahalle, okul arkadaşları onu ziyarete gelir ve mahallenin onsuz ne kadar sıkıcu olduğundan bahsederler.

Sonunda Zézé'nin bedeni iyileşir, babası yeni bir iş bulmuştur ve artık zor günlerin geride kaldığını söyler. Ama Zézé'nin kalbi bir daha iyileşmeyecektir.

Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites More